29.04.2019

İstanbul Müftüsü Müftülüğümüz Din Gönüllüleriyle Bir Araya Geldi

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Üsküdar Müftülüğü din gönüllüleri ile biraraya geldi.

Büyük Çamlıca Camisi Konferans Salonu’nda gerçekleşen programa İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, İstanbul Müftü Yardımcıları Bahri Şamat ve Veysel Işıldar, Üsküdar Müftüsü Ali Çakmak ile din gönüllüleri katıldı. Büyük Çamlıca Camii İmam-Hatibi Kerim Öztürk'ün tilavet ettiği Kur’an-ı Kerim'le başlayan programda, Üsküdar Müftüsü Ali Çakmak bir selamlama konuşması yaptı.

Programda konuşan Yılmaz, şunları söyledi:

“Hedef ve plan ile duâ arasında bir irtibat vardır. Duâ aynı zamanda hedefler belirlemek demektir. İnsanın kapasitesi koyduğu hedefler kadardır. Emanet duygusuna sahip din gönüllüsü işini ve çalışmalarını hedeflediği planlara göre yapan, hedefler koyan ve o hedefler istikametinde kendini geliştirendir. İnsan için en büyük mutluluk büyük hedefler belirlemek ve onlara ulaşmaya çalışmaktır. Zuhurata göre kendini belirleyen değil, önceden kendi hedefleri olandır. Hayatıyla, yaptığı işle, toplumla, ailesiyle, milletle  ve ümmetle ilgili hedefleri olandır. Hedeflerine ulaştıkça onları yenileyen, yeni hedefler peşinde koşan insan olmalıdır. Hz. Peygamber asla çıtasını düşürmeyen ve hep yeni ufuklar peşinde koşan bir insandı. İlk defa ‘İki Ömer’den biri müslüman olsa’ diye hedef belirlemişti. Biri oldu öbürü olmadı. Taif’e, Habeşistan’a, Medine’ye gitmeyi hep hedefleri büyüterek gerçekleştirdi. Hendek Savaşı gibi çok zor bir savaşta, karnına taş bağladığı bir sırada kazmayı taşa vurduğu sırada çıkan kıvılcımlar hakkında ‘Bu İran’ın düşüşüne işarettir. Bu Bizans’ın sukutunun işaretidir.” buyurmuştur. Zor anlarda bile hedef koyduğunu, ileri ufuklar gözettiğini ve ümmetini de ileri ufuklara doğru hazırladığını gösteren önemli örneklerdendir. Çünkü Muhammed-ül Emin yani emanet sıfatının sahibiydi. Bu sıfat sebebiyle sürekli hedefleri olan insandı. O yüzden hedefleri olan insanlar büyük sonuçlara ulaşabilen insanlardır. Büyük hedefler ve büyük inançlar, büyük sonuçlar doğurur. Başarılı olanlar, nereye gittiklerini bilenlerdir. Hedefsiz, plansız ve programsız çalışma, verimli tarlaların nadasa bırakılması ya da yaban otlarıyla dolmasına seyirci kalınması gibidir. Çünkü neyi aradığını bilen bulduğunun farkında olur.Hedefleri olmayanlar ise verimli arazileri nadasa bırakan ve o toprakların yaban otlara kurban edilmesine seyirci kalanlardır.”

Program sonunda Yılmaz, din gönülleri ile tek tek selamlaştı.