Din ve Hayat Dergisi'nin 50. sayısı “Süleymaniye” dosya konusu ile okuyucuyla buluştu.
TDV - İstanbul Müftülüğü Din ve Hayat Dergisi 2025 yılının Kış/50. sayısı “Süleymaniye” dosya konusu ile okuyucuyla buluştu.
Dosyada İstanbul’un fethi öncesinden Süleymaniye Camii’nin inşası sonrası etrafında şekillenen Süleymaniye semtine, bölgenin serencamı, Süleymaniye Camii’nin hususiyetleri ve Mimar Sinan, semtte bulunan Meşihat makamı, medreseler, kütüphane ve vakıf müzesi farklı açılardan ele alınmaya çalışıldı. Osmanlı’da semtin dinî ve felsefî ilimlere merkez oluşuna dikkat çekildi. Tarih boyunca askerî, ilmî, dinî vazifelerde bulunan ileri gelenlere mekân olması bakımından semtte onlara ait mezarlar, zamanla kaybolan evler, konaklar konu edildi. Türk Edebiyatında ve hatıralarda semtin ve semte adını veren caminin izlerine temas edildi. “İstanbul’un Kalbi: Süleymaniye” başlıklı yazısıyla İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş’un yer aldığı dergide, Süleymaniye’de doğup büyümüş Kimya Mühendisi Fethi Erhan ve Süleymaniye Camii’nde yıllarca müezzinlik yapmış Mustafa Başkan ile röportajlar gerçekleştirildi.
Sayı ile ilgili olarak Dergi Editörü Dr. Fulya İbanoğlu, İstanbul’un fethinden bir asır sonra tamamlanan Süleymaniye Camii, tabiri caizse şehri kanatları altına almış; şehrin manzarasını ve ruhunu tüm hücrelerinde hissetmiş bir mimarın elinden çıkmış. Bu ulu mabedin çevresinde zamanla mütevazi bir Müslüman Türk mahallesi kurulmuş: Süleymaniye semti. Maalesef bu mütevazi ama sanatkârane semtteki hayat zamanla yetmez olmuş. 1800’lerin ortalarından 1950’lerin sonuna kadar Süleymaniye
pek çok değişime ve yıkıma sahne olmuş. Özellikle 50’lerden sonraki değişim geleneksel yapıya dair izleri elimizden alıp götürmüş. Kalabilenler de 90’lardan bugüne eksile eksile gelmiş. Fatih, Kanuni, Sinan öleli çok oldu tabi. İnsanlar ölür. Binalar kaybolur. Hayat değişir. Değişmeyen tek şey hakikat ve hakikat samimiyet istiyor. Muhasebe olmadan samimiyeti muhafaza edebilmekse pek mümkün görünmüyor. Biz de bu sayıyı Süleymaniye’nin hakikati anısına samimi bir muhasebe vesilesi
olarak hazırladık. Sınırları geniş semtin sadece Süleymaniye bölgesine odaklanabildik. Kadimden bugüne tarihini, camisini, külliyesini, ilme ve meşihate merkez oluşunu, sakinlerini, tekkelerini, hocalarını, evlerini ve yıkılıp giden binalarını anlattık. Umarız dergimiz, elimizdeki bu kıymetin farkına varılmasına bir küçük katkı olur.” diye konuştu.