27.03.2018

Ümraniye Müftülüğü din gönüllüleri ile buluşma

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Ümraniye Müftülüğü din gönüllüleri ile bir araya geldi.

Ümraniye Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen programa İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, İstanbul Müftü Yardımcısı Bahri Şamat, Ümraniye Müftüsü İlyas Yılmaztürk ile din gönüllüleri katıldı. Program Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlarken, Ümraniye Müftüsü İlyas Yılmaztürk kısa bir selamlama konuşması yaptı.

Programda konuşan İstanbul Müftüsü Yılmaz; şunları söyledi:

“Din gönüllüsü, cemaati ve talebesiyle ilişki kurarken göz ve gönül teması sağlamalıdır. Cemaatinin adını mutlaka öğrenmelidir. Çoluk çocuğunu, işini gücünü ve ismiyle hitap edecek kadar yakın ilişki kurmalıdır. Sadece namaz kılarken değil, namazdan sonra da konuşabileceğimiz meseleler olmalı. Varsa problemi dinleyip, çözmeye gayret göstermeliyiz. Zaten problemini çözdüğünüz insan sizindir. Dolayısıyla din gönüllüsü arkadaşlarımız, göz teması kurup kalp ve gönüllerine giremedikleri insanların başka cemaatlere gitmelerine vesile oluyorlarsa bunun vebalini de omuzlarında taşırlar. Din gönüllülerimiz cemaatin o manevi ihtiyacını karşılayacak kadar ilgi gösterseler, insanlar başka cemaatlere gitmeye ihtiyaç hissetmez. Bizim burada bir sorumluluğumuz olduğunu, bunu bir mesele edinmemiz gerektiğini gündemimize almalıyız. Din gönüllüsü arkadaşımızın önden giden, problem çözendir. Kendisine gelen insanları sonuna kadar aktif dinleme yöntemiyle dinleyen ve dinlediği zaman da ‘Ben seni anlıyorum’ duygusunu duruşuyla, beden diliyle onlara yansıtabilendir. Din gönüllüsü insanların hem ölüm ve hastalık gibi en acılı, hem de nikah ve doğum gibi en mutlu günlerinde onlarla beraber olmalıdır. İnsanların acısını ve sevincini paylaşan din gönüllüsü sevgi ve dostluk tesiri oluşturur.”

Bireysel dindarlığın bir tehlike olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Çağımızın bir takım afetleri var. Dünyada pozitivizmin çocuğu individüalizm olgusu var. ‘Ben beni bilirim, hayatımı yaşarım, başkası beni ilgilendirmez, altta kalanın canı çıksın’ algısı Batı’da çok şiddetli şekilde yaygınlaştı ve ülkemize de geldi. Bunun sonucunda bireysel dindarlık arttı belki ama içtimai dindarlığımız, yani bir araya gelip dini hayatı daha coşkuyla yaşama alışkanlığımız azalıyor. Cemaate devam eden, camiye giden dindar insan sayısı azalıyor. Dolayısıyla bugün Batı’dan gelen bu rüzgar cami ve cemaat hayatımızı etkiledi ve bireysel dindarlığa doğru evrildik. Bir şekilde tekrar ferdiyetçilikten, içtimailiğe doğru dönüşüme ihtiyacımız var.” dedi. 27.03.2018