18.02.2016

İstanbul Müftülüğü Aile Ve Dini Rehberlik Bürosu Semineri Yapıldı

İstanbul Müftülüğü tarafından Eyüp İlçe Müftülüğü Konferans salonunda ilçe Aile ve Dini Rehberlik Büroları temsilcilerinin de katıldığı bir seminer düzenlendi. Seminere Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı Sedide Akbulut ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Behiye Alyanak konuşmacı olarak katıldılar.

Program Eyüp Sultan Camii İmam Hatibi Erhan Mete’nin okuduğu Kur’ân-ı Kerim ile başladı. Daha sonra söz alan İstanbul İl Müftü Yardımcısı Muteber Gülsefa Uygur, İstanbul Müftülüğü merkez ve ilçelerde hizmet veren Aile ve Dini Rehberlik Büroları ve yapılan faaliyetler hakkında bilgi verdi. Bürolarda hizmet veren her bir personelin özverili çalışmaları ve gayretleri sonucunda çok önemli projelere imza atıldığını, ancak bütün bu çalışmaların yeterli olmadığının bilincinde olarak hizmetlerinin artarak devam edeceğini sözlerine ekledi.

Programın ilk konuşmacısı Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı Sedide Akbulut, İstanbul’da devam eden çalışmaları takdirle izlediklerini ancak bu çalışmaların üzerinde bir performans beklediklerini ifade etti. Kurumsal işleyişten kaynaklı bir takım sıkıntılarla karşılaştıkları ancak bunun toplumumuzun çekirdeğini oluşturan ve neredeyse son sığınağımız haline gelen ailelerimizin kurtarılmasına öncülük etme misyonundan bizleri uzaklaştırmayacağını söyledi. Başkanlığımızla beraber Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında yürütülen çalışmaları da dile getiren Akbulut, bu nokta da epey mesafe aldıklarını ifade etti. Akbulut, ülkemizin, İslam dünyasının büyük sıkıntılarla iç içe olduğunu bununla beraber, her hangi bir vilayetimizde mülteciler, yetimler gibi yeni meselelerin ortaya çıktığını, daha büyük bir aşkla ve daha fazla çalışmamız gerektiğini sözlerine ekledi. Akbulut daha sonra kendisine yöneltilen sorulara da cevap verdi.

Verilen kısa bir aradan sonra İstanbul Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Büroları Koordinatörü Vildan Pehlivan Uçman kısa bir konuşma yaparak bürolarda vazife yapan görevlilere teknik anlamda bir takım hatırlatmalarda bulundu.

Seminerin son konuşmacısı ise Aile ve Dini Rehberlik Büroları’nda ve Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan personelin karşılaştıkları sıkıntılarda rehberlik vazifesi görecek açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Behiye Alyanak idi. Alyanak “Kendimizle Çalışmak ve Yargısız Farkındalık” üzerine bir konuşma yaptı.  Alyanak sözlerine kişinin kendisi olması ve farkındalık kavramlarını izah ederek başladı. Alyanak, konuşmasında şunları söyledi: “Kişinin kendisi olması, büyüme güçlerini özgürce (aşkınca) kullanarak yeniliği kişiliğe özümlemedir. Farkındalık, aktif ilgili oluşla olanaklıdır. Farkındalık yönelmedir; değerlendirme, yaklaşma ve çatışmasız seçmedir. Farkındalık, etkileşim içinde, temasın yükselen heyecanıyla, keşfetme ve icat etme sürecinde gerçekleşir. Peki, farkındalık nasıl gerçekleşir? Anı yargılamadan ya da reddetmeden… an’a takılmadan, andan kaçınmadan, ana bağlı kalmadan… Geçmiş ya da gelecek düşüncesi olmadan her yeni anın deneyimini edinmekle gerçekleşir.

Günümüz şehir yaşamında akıl, ruhun düşmanı gibidir. Benlik katı bir gelişme gösterir, aşırı uyarılmış bir durumdadır. Kişi kendisiyle olan bağlantısını kaybetmiştir. Yetişkinler, dağınık zihin durumunda, içsel bütünlük arayışı yerine görünen davranışlarını düzeltme gayretiyle, diğeriyle yarışma halinde, ‘konforlu’ bir yaşamla meşguldür. Öyle hızlı bir değişim içindeyiz ki modern yaşam koşulları ve hızlı kentleşme ile yaşam son 40 yılda hızla değişti. Kırsal-geleneksel yaşamın sosyal destek düzeni, toplumsal paylaşım ve dayanışma hızla azaldı. Teknoloji ilişkilerimizin doğasını değiştirdi.  Buna rağmen aile her zaman ve zeminde önemini korumaktadır. Zira ilk ilişki alanı olan ailede şekillenen duygusal yapılanma ve alışkanlıkların etkisi yaşam boyu sürmektedir. Çiftlerde ilişkiyi sağlıklı, mutlu sürdürmeyi sağlayan etken bakım sunucu (yani şefkatli) duygusal bileşendir. F. Nietzsche bir sözünde der ki: Eğer yaşamımızın nedenine sahipsek hemen hemen her duruma katlanabiliriz. Bu ne demektir, aile varsa umut var, çocuk varsa umut var demektir. Yaşamın, hayatın gerekçesini, sebebini doğru anlarsak bu noktada doğru aktarımda bulunup hayatımızı doğru istikamette şekillendirebiliriz.”

Programın sonunda konuşmacılara İstanbul İl Müftü Yardımcısı Muteber Gülsefa Uygur tarafından hediye takdim edildi. Düzenlenen seminere büro temsilcilerinin yanı sıra çevre ilçelerin müftüleri ve İstanbul İl Müftü Yardımcıları Ahmet Bilgi, Bekir Derin ve Vehap Kapıcıoğlu da katıldılar.