19.12.2018

Aile Olmak ve Ailece Yaşamak Bir Sanattır

Ümraniye Müftülüğü Aile Dini Rehberlik Bürosunun düzenlemiş olduğu ‘’Aile Okulu Semineri’’ programı 15/16 Aralık  2018 tarihlerinde iki gün boyunca Şehit Erol İNCE Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi Konferans Salonunda gerçekleşti. Din görevlileri ve eşlerine yönelik hazırlanan program, Ümraniye Müftüsü Muharrem GÜL, Konuşmacı olarak Ali Rıza TEMEL, Selahattin ÇELEBİ, Doç. Dr. Ahmet EFE, Abdülhamit ŞAŞMAZ, Emine MEYDAN, Prof. Dr. Zekeriya GÜLER, Saffet KÖSE ve Zeynep ÖZDOĞRU’nun yan ısıra Din Görevlilerinin katılımları ile gerçekleşti.

Programda kısa bir selamlama konuşması yapan Ümraniye Müftüsü Muharrem GÜL,

‘’Ümraniye Müftülüğü Aile Dini Rehberlik Bürosu tarafından organize edilen Aile Okulu Seminerimize hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Bizim ve herkesin böyle bir programa ihtiyacı var çünkü aile mutlu olursa toplumumuzda huzurlu olur. Aile toplumun çekirdeğidir. Baktığımız zaman Devlet de büyük bir aile demektir. Mutlu bir aileden oluşan toplum her daim huzurlu olur.’’ Dedi.

‘’Ailede Mahremiyet Bilinci’’ konulu sunumu için söz alan Ali Rıza TEMEL şunlardan bahsetti.

‘’ Aile önemli bir konu, aile toplumun temelidir, çekirdeğidir. Aile sağlam olursa toplum sağlam olur. Maalesef birçok şey aşındığı, yıprandığı gibi ailede dünyada bir problem haline geldi. Ailede Mahremiyet, dokunulmayan, saygı gösterilen, rasgele girilmeyen ve korunma altında olan yerdir. Aile özel bir hayattır, insanın özelidir. Aileye mahsus özel durumlar dışarıda dile getirilmez. Aile içinde, karı koca arasında olan özel durumları dışarda anlatmak en büyük suçlardan birisi olmakla beraber kıyamet gününde de en büyük sorumluluk ve veballerden birisidir. Özel hayatın sır olarak kalması gerekir.’’

‘’Aile ve Sosyal Medya Okuryazarlığı’’ konulu sunumu için söz alan Abdülhamit Şaşmaz şunlardan bahsetti.

                ‘’ Öncelikle çocuklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Baktığımız zaman İnternetin ve Sosyal Medyanın yararları olduğu gibi birçok zararı da vardır. Çocuklarımız sürekli bir şekilde Telefon, Bilgisayar ve Televizyon karşısında vakit geçirdikleri zaman bir süre sonra bağımlı hale geliyorlar. Çocuklarınızla irtibat halinde ve ilgili olun, siz irtibat halinde olmazsanız ilgilenmezseniz eğer başkaları Sosyal Medya veya İnternet üzerinden irtibat kurup çocuklarımızın kötü yollara sapmalarına neden olabiliyor.’’

‘’Ailede Fıkhı Meseleleri’’ konulu sunumu için söz alan  Doç. Dr. Ali EFE şunlardan bahsetti.

                ‘’ Nişan, evliliğin başlangıcıdır bir vaattir, söz vermedir.  Son dönemlerde gezip dolaşmak için Nikah kıyanlar görüyoruz. Gezip dolaşmak için bir Nikah türü yok İslam Fıkhında bu caiz değildir. Şimdi Nikah kıymak için geliyorlar, anneleri babaları yok, şahitleri yok, yolda buldukları iki kişiyi şahit yapmak istiyorlar. Böyle Nikah olmaz. Şahitlikte iki husus vardır. Birincisi İlan. İlan şarttır. İkincisi mahkeme falan olsa bu şahitleri nere bulacaksınız siz onları tanımıyorsunuz onlar sizi tanımıyor. Bu durumda bu şahitliğin anlamı, ruhu ve özü yoktur. Evlenecek kişiler şahitleri, şahitlerde evlenecek kişileri tanımak zorundadır.’’

‘’Ailede Çatışma ve Çözüm Yolları’’konulu sunumu için söz alan Prof. Dr. Saffet KÖSE şunlardan bahsetti.

                ‘’ Aileyi bozduğunuz zaman her şeyi bozuyorsunuz. O yüzden aile bir toplumun temelidir lafı boş değildir. Kur’an-ı Kerimde aile ile ilgili 3 temel kavram vardır. Rahmet, Meveddet, Sekıne bu üç kavram bir birine bağlılardır. Eğer ailede bunlar yoksa yada bunlardan biri yoksa mutlaka eşler birbirine katlanıyor demektir. Bu bir felakettir. Bizim aile kültürümüzde muhabbet esastır. İslam toplumundaki ilişkileri muhabbet belirler. Muhabbetin olduğu yerde hak davası olmaz. Bazen hak edersiniz feragat edersiniz, bazen hak edene fazlasını verirsiniz. Biz bunu kaybettik bu yüzden aile içinde çatışıyoruz.’’

‘’Aile İçi İletişim’’ konulu sunumu için söz alan Emine MEYDAN şunlardan bahsetti.

                ‘’ Evlilikte, aşk ve sevginin olduğu yerde tahammülde gereklidir. Erkek ve kadın fıtratı ve beyin yapısı birbirinden çok farklıdır. Erkek ve kadının beyin çalışma sistemi çok farklıdır. Bu farklı çalışma, faklı algıya dolayısıyla farklı davranışlara yansır. Erkeklerin beyni, çalışma yapısına göre daha mantıksal çalışır kadınların ise duygu ağırlıklı çalışır. Buda ortaya fıtratımızı çıkartıyor. İmtihan dünyasındayız Allah bu şekilde yaratmış bizleri demem o ki aile içinde iletişimi daha olgun ve sakin bir şekilde kurmak aile içi huzur getirecektir.’’

‘’Kur’an ve Sünnet Perspektifinde Aile Olmak ve Aile Kalmak’’ konulu sunumu için söz alan Zekeriya GÜLER şunlardan bahsetti.

                ‘’ Ayet ve hadisler perspektifinden baktığımız zaman anne fıtratı gereği sorunları daha erken görür ve anlarlar. Erkekler ise daha geç anlamakta ve kavramaktadırlar. Evliliklerde sorun olduğunda bunu ilk kadınlar sezer ve gündeme getirirler. Öyle durumlar vardır ki bunlarda da erkekler daha erken fark ederler. Nisa süresi 32. Ayette Allah iş birliği, doğuştan gelen farklılıklar ve  yetenekleri bizzat işaret ediyor. Erkekte olan bu özelliklere kadının, kadında olan bu özelliklere de erkeklerin ihtiyacı vardır. Birlikte iş birliği yapmak suretiyle aile kurumunu sağlıklı bir şekilde yönetecekler ve geliştirecekler. Topluma, Devlete ve Ümmete katkıda bulunacaklar.’’

‘’Ergenlik Döneminde Gençlerle İletişim’’ konulu sunumu için söz alan Selahattin ÇELEBİ şunlardan bahsetti.

                ‘’ Çocuklarımızı tedbirleri alınmak şartıyla küçük yaşlarda sorumluluklar verilmelidir. Genç dediğimiz zaman aklımıza düşen manalar; acemi, toy, hayat tecrübesi az ve daha gelişimini tamamlamamış insan modeli aklımıza geliyor. Bu çok büyük bir hatadır. Bu hatalara düşerek gençlere ve çocuklarımıza sorumluluk vermiyoruz. Bu durum ilerleyen zamanda geri dönülemez sorunlara yol açıyor. Gençlerimiz bizim hazinelerimizdir. Bu kavramdan yola çıkarak onlarla iletişim kurmalı ve onlara sorumluluklar vermeliyiz ki hayatta eksik kalmasınlar. Gençlere acemi gözüyle baktığımızda acemilik yapıyor ama bir hazine gözüyle baksak o gençten istifade ederiz. Gençlerimize hazine ve define gözüyle bakarsak oda ona göre davranır.’’

“Çocukluk Döneminde Din ve Değer Eğitimi konulu sunumu için söz alan Zeynep ÖZDOĞRU şunlardan bahsetti.”

                ‘’Çocuklarımız için en önemli sorunlarda biri iyi bir eğitimci ikincisi de bulunduğu ortamdır. Bulunduğu ortam iyi bir eğitimciye emanet edilmesi kadar önemli bir konudur. Eğitimci çocukları ve yaptığı işi sevmek zorundadır. Eğitimcilerin eğitim verdikleri çocuklar ile orta yolu bulmaları onlara daha iyi ulaşmasını sağlar. Çocukları sevmek bu anlamda bizi bir adım öne götürüyor. Eğitimci olarak ilk başta öğrenciyi tanımamız gerekiyor. Onun hangi teknik ve yöntemlerle öğrenebileceğini bireysel olarak o öğrenci için programlamaya çalışacağız. Bizi yanıltan konu genel geçer yöntemler ve teknikler üzerinde çok fazla düşünüyor olmamızdır. Her öğrenci için işe yarayabilecek teknikler bulmaya çalışıyoruz en başta burada yanılıyoruz çünkü karşımıza çıkan her öğrenci kendi ihtiyaçlarıyla farklıdır.’’

Programa Din Görevlilerinin yoğun ilgisi dikkat çekerken, program belge takdimi ile son buldu.