24.04.2019

RAMAZAN AYI VE ORUÇ İBADETİ

2019 yılı Ramazan ayına yaklaşmış olmanın engin huzur ve mutluluğunu yaşamaktayız.05 mayıs Pazar günü kılınacak ilk teravih namazının ardından 06 mayıs pazartesi günü tutulacak ilk oruç ile bu rahmet, bereket ve mağfiret iklimine girmiş olacağız.

Peygamber Efendimizin   “Allah’ım, Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a kavuştur”  diye dua ettiği mübarek Ramazan ayına bir kere daha kavuşmanın mutluluğu içindeyiz.

Yine O’nun “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş” olarak nitelediği bereketli ve manevi kazancı büyük olan böyle bir aya bizleri sağlık ve afiyet içinde kavuşturan Yüce Rabbimize hamd olsun. Bu ayın hepimize, millet ve memleketimize hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

Dini hayatımızda önemli bir yeri olan Ramazan ayını, diğer aylardan ayıran ve daha faziletli ve üstün kılan bir takım özellikleri ve manevi güzellikleri vardır. Pek çok manevi tecellilere sahne olan bu ayın taşıdığı özellikleri maddeler halinde kısaca özetleyecek olursak:

  1. İnsanlığı, içine düştüğü karanlık ve huzursuz ortamdan çıkarıp aydınlığa kavuşturan yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda inmeye başlamıştır. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildiriliyor:
    •  

Kur’an-ı Kerim miladi 610 yılının Ramazan ayında Mekke yakınlarındaki  Hira dağında “Oku” emri ile inmeye başlamış, ayetler ve sureler halinde 23 sene devam ederek Peygamber Efendimizin veda haccında son ayetin gelmesiyle tamamlanmıştır.

Beşeriyetin batmayan bir güneş gibi doğan bu yüce kitap, dünya durdukça insanlığı aydınlatmaya devam edecektir.

2) Mübarek Ramazan ayına girer girmez, diğer aylardan farklı bir yaşantı içine gireriz. Gündüzleri yemek içmek gibi hayati zevklerden ve her türlü aşırılıktan çekinerek tuttuğumuz oruçlarla, geceleri dini bir vecd içinde kıldığımız teravih namazları ile, okuduğumuz hatimlerle gönüllerimize iman nurunun ilahi hüzmeleri dökülmeye başlar. Ramazan sonuna kadar devam eden ve günden güne gönüllerde feyzi artan manevi neşe ile mü’min, kendisine, ailesine ve içinde yaşadığı topluma ve hatta bütün insanlara yararlı bir kişi olarak bayrama erişir.

Ramazan ayı rahmet ve bereketi bol bir aydır. Bu ayın gelmesiyle iyilikler çoğalır, kötülükler azalır, yoksullara ve düşkünlere yardım elleri uzanır.

Evet bu ay rahmet ayıdır. Bin aydan hayırlı olan “Kadir Gecesi” bu ayın içindedir. Bu gece bizim için iyi değerlendirilmesi gereken büyük bir ilahi lütuftur.

Ramazan ayına mahsus ibadetlerimizin başında oruç gelir. İslamın beş temel ibadetinden biri olan oruç; kitap, sünnet ve icma ile sabittir.

Kuran-ı Kerimde şöyle buyruluyor:

Ey iman edenler, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” (Bakara 183)

İslamın beş temel esas üzerine kurulduğunu söyleyen Peygamberimiz, bunlardan birinin de Ramazan ayı orucu olduğunu bildirmiştir.

Her ibadette olduğu gibi, oruç ibadetinde de fert ve toplum için pek çok yararlar vardır. Kuranı Kerimde oruçtan ve orucun hikmetinden söz edilirken “Umulur ki oruçla günahlardan korunursunuz” buyrulmuş, oruç sayesinde insanın günah işlemekten, başkalarına hile ve haksızlık yapmaktan sakınacağı duyrulmuştur. Çünkü sakıncalı olmayan yemeyi ve içmeyi Allah rızası için belli bir süre terkeden oruçlu, O’nun yasakladığı söz ve işlerden de sakınmak durumundadır. Aksi halde orucunun bir anlamı kalmaz.

Nitekim Peygamberimiz:

Oruç bir kalkandır; (oruçluyu kötülüklerden korur) Oruçlu kötü söz söylemesin. Oruçlu, kendisi ile itişmek ve dalaşmak isteyene iki defa “ben oruçluyum” desin. Ruhumu kudret elinde tutan Allah’a yeminederim ki oruçlunun ağzının açlık kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” Buyurmuştur

Bir başka hadisi şerif de de şöyle buyurulmuştur:

Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa Allah teala o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına değer vermez.

3) Oruç insanda başkalarına yardım etme duygularını geliştirir.

Çoğu varlıklı insanlar, yoksulların çektiklerini bilmezler. Varlıklı kimse tuttuğu orucun nefse olan etkisini tadar da, yıl boyu açlık çeken ve yoksulluk içinde kıvranan yoksulları ve kimsesiz çocukları düşünür; onlara karşı gönlünde şefkat ve yardım duyguları uyanır.

4) Oruç sağlığı korur.

Orucun sağlık ve tedavi yönünden önemi büyüktür; Peygamberimiz “ Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız.” Buyurmuşlardır.

5) Oruç insanı sabra ulaştırır. İnsanın sahip olduğu nimetlerin kadrini öğretir.

6) Oruç toplum hayatını da olumlu şekilde etkiler. Bunun yanında orucun burada sayamayacağımız kadar bir çok faydaları vardır.

Burada bir de oruç kimlere farzdır ona değinmek istiyorum

Oruç, ergenlik çağına gelmiş, akıllı, Müslüman erkek ve kadına farzdır. Ancak oruç kendilerine farz olanlardan hasta olanlar ile yolcu olanlar oruç tutmayabilir. Hasta olanlar iyileştiklerinde, yolcu olanlar da evlerine döndüklerinde yedikleri günlerin sayısı kadar oruç tutarlar, kaza ederler. Nitekim Kuranı Kerimde: “Sizden her kim hasta yahut yolcu olur ise (orucu yer ve tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder” buyrulmuştur.

Hasta bakıcıların, gebe ve emzikli kadınların durumları da aynıdır. Oruç tuttukları takdirde kendileri ya da çocukları zarar görecekse veya gereği gibi hastaya bakamayacaklarsa bunlarda sonradan tutmak üzere oruçlarını yiyebilirler. Çünkü dinde zorlama yok kolaylık vardır.

Oruç tutamayacak kadar yaşlı olanlar ve iyileşmesi mümkün olmayan hastalar da oruç tutmazlar. Yedikleri her gün için yoksula bir fidye verirler.

Adet gören veya lohusa olan kadınlar ise namaz kılamaz ve oruç tutamazlar. Ancak bu halleri geçtikten sonra, namazları değil, sadece yedikleri günleri kaza ederler.

Bütün ibadetlerde olduğu gibi oruç için de niyet şarttır. Niyetsiz oruç sahih olmaz. Ramazan ayında her günün orucuna niyet edilmesi gerekir. Ramazan orucuna, güneşin batışından başlamak ve imsaktan itibaren yemek, içmek ve cinsel ilişkide bulunmamak şartı ile gündüz kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir.

Ramazan ayı rahmet ve bereketi bol olan bir aydır. Bu ayın feyzinden ve bereketinden yararlanmak için elimizden geldiğince ibadetlerimizi eksiksiz yapmaya çalışmalı; orucun, kötülüklere karşı koruyucu bir kalkan olduğunu dikkate alarak kötü söz ve davranışlardan sakınmalıyız. Kimseyi incitmemeye ve Kuran okuyup anlamı üzerinde düşünerek değerlendirmeli, zamanın boşa geçmemesine çaba harcamalıyız. Anne-baba ve büyüklerimizin hayır dualarını almaya, akraba ve komşularımızla olan ilişkilerimizi güçlendirmeye çalışmalıyız. Dini bilgilerimizi artırmak için kitap okumalı, dinin esaslarına ters düşen bid’at ve hurafelerden sakınmalıyız. Çocuklarımıza da zaman ayırmalı, duygu ve düşüncelerinin olumlu yönde gelişmesine katkılarımızı artırmalıyız. Malımızın zekatını da vererek bu mali ibadetimizi de yerine getirmeli, yoksulları sevindirmeli, toplum fertlerinin birbirleriyle muhabbetleşip kaynaşmalarına vesile olmalıyız.

Bütün bunlar, bir taraftan günahlardan arınarak yüce Allah’ın rızasını kazanmamıza vesile olacak diğer taraftan ahlakımızın güzelleşmesini sağlayacaktır.

Bu duygularla hepinizin Ramazanını kutluyor, bu ayın hepimize, millet ve memleketimize ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini ve daha nice Ramazanlara sağlıkla eriştirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyor, hepinize saygı ve sevgiler sunuyorum.

 

 

              Mustafa  BAYTAR

                 Kartal  Müftüsü