14.11.2016

Ramazan'ı Yaşamak

 

RAMAZAN'I YAŞAMAK

     İnsanca yaşamamızı sağlayacak sayısız nimetlerle bizi donatan, bu nimetlerin en büyüğü olan Ramazan'a bizi kavuşturan Allah’a binlerce hamdolsun. Rabbinden aldığı emirle yolların en yücesine irşat ederek  nefislerimizi şeytana mesken yapmaktan kurtaran ve sapık yollardan bizim arınmamıza vesile olan kâinatın Efendisine salât olsun.

 

     Geriye dönüp şöyle bir baktığımızda, geçen seneki ramazanın sonunda daha önümüzdeki ramazana on bir ay var diye düşünüyorduk. Ama bakın yeni bir ramazana daha kavuştuk. İşte ömrümüz de böyle. Bitmez, tükenmez sandığımız ömrümüzü, zamanımızı boşa geçirdik. Geçen seneki ramazanın sonunda bu seneki ramazanın hesabını yapan nice kardeşlerimizden bir kısmı şu an aramızda yoklar. Bu ramazana erişemediler. Bu dünya öyle bir dünyadır ki gider de bir daha geri gelmez. Ahiret hayatı da öyle bir hayattır ki gelir de onun meşakkatinden, sıkıntısından kurtulamayız.

 

     Değerli iman kardeşlerim, Ramazanı programlı geçirelim. Çok bereketli, feyizli bir aya girmiş bulunuyoruz. Bu ayın evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur. Bu aya girecek olmanın sevinç ve mutluluğunu yaşıyoruz. Hz. Peygamber “Kim Ramazanın gelmesiyle sevinirse Allah ona cehennemi haram kılar” buyurmaktadır. Seviniyoruz, çünkü böylesine büyük müjdeye nail olma fırsatını yakalamış bulunuyoruz. Bir ramazana daha kavuştuğumuz için Allah’a şükrediyoruz.

 

     Ramazan’da K.Kerim’i hatmedelim. Ramazan kıymetini Kur’an’dan alıyor. Mekke’yi nasıl değerli yapan Kâbe ise, Ramazanı da değerli yapan Kur’an’dır. Ramazan'da Kur’anla içli dışlı olalım. Küssek barışalım.

 

     Ramazan, geldiği haneye bereket katar. Ramazan bir ay boyunca misafirimiz olacak. Ramazana layık bir ağırlama yaparsak onu hoşnut ederiz; biz de hoşnut oluruz. Misafirimizi gönül evimizde konuk edeceğiz. Kalbimizi günah kirlerinden arındıracağız. Misafir gelince nasıl evimizi temizliyor, her türlü hazırlığı yapıyorsak, gönül evimiz olan kalbimizi de ramazan misafirine hazırlayalım.

 

     Dünyanın en muhteşem ordusu sahur ve iftar vakilerinde, teravihlerde tekbiri, tevhidi haykıracak. Bu ordunun bir mensubu olmak kadar şerefli bir paye yoktur. Ne mutlu bizlere! Dile kolay 2 milyara yakın Müslüman tek celsede “Baş üstüne ya Rabbi” diyecek. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir kral, devlet başkanı bir millete, bir coğrafyaya aynı anda yemek yediremez. Aynı anda yemeyi, içmeyi bıraktıramaz. Tutacağımız oruçlar bedenimizi sıhhate kavuşturacak. Vereceğimiz zekât ve sadakalar malımızı temizleyecek. Kılacağımız teravih namazları ömrümüze bereket katacak.

 

     Ramazan ayı girdiğinde semanın kapıları açılır. Yani yeryüzüne rahmet yağar. Yeryüzü zaten gökten dökülen rahmet yağmurlarıyla dirilir. Yeryüzünün rahmeti sadece yağmur ve kar rahmeti değildir. Asıl rahmet, gönülleri diriltip yeşerten Kur’an rahmetidir. İşte bu da en fazla ramazan ayında tecelli eder. Semanın manevi kapıları hem yukarıdan dökülen ilahi armağanlar, hem de aşağıdan yukarıya yükselen dua ve ibadetler için açılır. Yerle göğün kucaklaşması ramazan ayında daha çok olmaktadır.

 

     Bu ay iyi değerlendirildiği takdirde hac ibadetine bedeldir. Müslüman hac ibadetini ifa ettiğinde nasıl günahlardan arınıyorsa, ramazan ayında da aynısı gerçekleşiyor. Hacca gidemez isen işte ramazan ayı. Bereket iklimini Cenabı Hak kulunun ayağına getiriyor.

 

     Bugün insanların vicdanını arabalar, müzik sesleri, kavgalar rahatsız etmiyor. Bugün insanlığı, aç insanların, yiyecek bulamayan insanların karın gürültüsü rahatsız ediyor. Oruç tutan insanlardan vatan haini, devlet düşmanı, insanlık düşmanı çıkmaz. Çünkü o kendi malını bile yememe eğitiminden geçmektedir.

 

     Yapılan araştırmalar göstermektedir ki sene içinde yapılan olayların; fuhuş, hırsızlık gibi suçların en az olduğu ay ramazan ayıymış. Oruç tutan Müslüman kendi eşiyle bile cinsel ilişkide bulunmama eğitiminden geçmektedir. Toplumumuzun Allah’ın emir ve yasaklarına uyması çok önemlidir. Efendimiz “Oruç kalkandır” buyurmaktadır.

 

    Zenginlerin davet edilip; fakirlerin, talebelerin dışarıda bırakıldığı iftar yemeklerinde rahmet yoktur. Garib-i gurabayı, fakiri fukarayı, öğrenciyi soframızın süsü ve bereketi olarak görelim.

 

    Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan ayının, yaşadığımız sıkıntılara çare olmasını, memleketimize huzur ve mutluluk getirmesini temenni ediyor Ramazan ayınızı tebrik ediyorum.

 

Aydın YIĞMAN

Beyoğlu Müftüsü