06.12.2018

İstanbul Müftümüz Sayın Prof.Dr. Hasan Kamil YILMAZ Beykozda Din Gönüllüleri İle Buluştu

İstanbul Müftümüz Sayın Prof.Dr. H. Kamil YILMAZ Hocamızın göreve geldiği günden bu tarafa devam ettirdiği “Din Gönüllüleri Buluşması” Beykoz’da 05/12/2018 Çarşamba günü saat 09:00’da Prof.Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezinde yapıldı.

İstanbul Müftümüz Prof. Dr.H. Kamil YILMAZ ile birlikte  İl Müftü Yardımcısı Bahri ŞAMAT, Beykoz Müftümüz Ali EFE, Vaizlerimiz, camilerimizde görev yapan İmam-Hatip,Müezzin-Kayyım ve Kur’ânKursu Öğreticilerimiz programa katıldı.

Beykoz Müftülüğü Abdulvehhâb Evvâb Camii İmam-Hatibi Abdullatif EFE’nin Kur’ân-ı Kerim tilavetinden sonra Beykoz Müftümüz Ali EFE’nin selamlama ve bilgilendirme konuşmasının ardından İstanbul Müftümüz Sayın Prof. Dr. H. Kamil YILMAZ hocamızın konuşmasıyla program devam etti.

Prof. Dr. H. Kamil YILMAZ konuşmasında yaptığımız görevin önemine dikkat çekerek Atâullâhİskenderî’nin meşhur “Allah katındaki değerinizi anlamak istiyorsanız, Allah Teâlâ’nın sizi hangi işte istihdam ettiğine bakın.” sözünden örnek vererek din gönüllüsü olmanın Allah katında çok kıymetli olduğunu vurguladı.

İstanbul Müftümüz yapılan görevin ehemmiyeti dolayısıyla hangi okulu bitirmiş olursanız olun literatürü mutlaka takip edin, yoksa sistem körlüğü denilen problemi yaşarsınız dedi. Ayrıca yenilenmeyen mağlup olur sözüyle din hizmeti yapan gönüllünün mutlaka okumaya devam etmesi gerektiğine dikkati çekti. Müftümüz konuşmasında yenilenmeye dikkat çekmek için balta ile odun kesen iki arkadaş hakkında balta bileme hikâyesinden örnek verdi. Hikâyede ormanda odun kesen iki arkadaştan bir tanesi hiç durmadan odun keserken, diğeri soluklanaraktan odun kesmektedir. Ancak sürekli odun kesen kişi iş bitiminde bakar ki arkadaşı ara ara dinlenirken kendisi hiç soluk almadan çalışmış olmasına rağmen arkadaşı kendisinden daha fazla odun kesmiştir. Bunun neden böyle olduğunu sorgularken arkadaşı ben dinlenirken baltamı biledim. Sen körelmiş baltayla odunu kesmek için üç kere vuruyorsan ben keskin baltayla bir seferde odunu kesiyorum cevabını verdi. İstanbul Müftümüz bu hikâye üzerinden din gönüllülerine bilgilerini diri tutmaları gerektiği ve heybelerini doldurmaları gerektiğini hatırlattı.

Sayın YILMAZ konuşmasında imam ve ümmet kelimelerinin aynı kökten geldiğinin, her iki kelimenin de ümm (أم) kökünden, yani anne kelimesinden türediğini belirtti.

Prof. Dr. H. Kamil YILMAZ konuşmasının devamında günümüzde en büyük afetlerden bir tanesinin de sözün yerine imajın geçmiş olması olduğunu vurguladı. Bu durumun bizlerin hayal dünyasının donmasına sebep olduğundan; özellikle günümüz akıllı telefon, sosyal medya tarzı uygulamaların insanların kendilerini tanımalarına ve yenilemelerine engel olduğunu insanların kendilerini yenilemelerini engellediğinden bahsetti.

Görevlilerimizin kendilerini yenilemek için kitapla irtibatlarının koparılmamasını, kendimizi destekleyecek, geliştirecek sosyal aktivitelere, kurslara katılmalarını tavsiye etti.

Din hizmetini yerine getirirken usul ve üslubumuzun önem arz ettiğini, asıl önemli olanın usul ile vusul arasındaki denge olduğunu vurguladı. Aynı zamanda usul ilminin bizim dini anlamamızda olmazsa olmazımız olduğunu, mensup olduğumuz Hanefi mezhebinin de usul ilmine önem vermesi sebebiyle bizler için de usul ilmini bilmenin ve buna göre hareket etmenin daha da önemli hale geldiğini belirtti.

Usul ilmi olmadan Kur’an ve Hadis hatalı anlaşılır. Kur’an’ın veya hadisin sadece zahirine bakarak usul bilmeden hareket etmenin bizi yanlışa sürükleyeceğini ifade etti. Sadece usulle yetinilmemesini ayrıca üslupla da bunu desteklememiz gerektiğini ve muhatap kitlenin yaş ve eğitim durumunu dikkate alarak hizmetimizi zenginleştirmemizi tavsiye etti.

İstanbul Müftümüz Sayın H. Kamil YILMAZ Hocamız günümüzde bireysel dindarlığın arttığını bunun sebepleri arasında gündelik hayatımızın ve iş ve eğitimhayatında  uyguladığımız zaman ayarlamasının da etkili olduğunu, bunun da camilerimizde insanımızın daha az görünmesine zemin hazırladığını söyledi.

Sayın YILMAZ konuşmasının sonunda din gönüllüsünün hizmetinde 5-S (saygı, samimiyet, sadakat, sevgi) formülüne dikkat etmesi, özgüvenin tam olması, karşısındaki muhatabına güven vermesi, örnek ve model olması gerektiğini belirttikten sonra halk dilinde meşhur olan “Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma!” sözünün söylenme sebebine vurgu yaptı. Hocanın bir durum karşısında kendisi azimet (zor olanla) ve takva ile hareket ederken, fetva isteyen muhatabına ruhsatı (yani kolay olanı) tavsiye etmesinden mütevellit bu sözün söylendiğini, ancak zaman içerisinde sözün anlamından kaydığına dikkat çekti.

Müftümüzün konuşmasını tamamlamasının ardından, Prof. Dr. H. Kamil YILMAZ Hocamıza teşekkür eden Beykoz Müftümüz Ali EFE Bey tarafından günün anısına binaen çiçek takdimi yapıldı. Program İstanbul Müftümüzün din gönüllüsü arkadaşlarımızla tek tek musâfaha yapmasının ardından sona erdi.