07.06.2018

‘Ders-i âm’ geleneği Süleymaniye’de yaşatılıyor

Osmanlı döneminde camilerde halka açık ders verme işini yapan müderris/hocaya  ‘Ders-i âm’ denirdi. Bu gelenek İstanbul Müftülüğünce Süleymaniye Camii’nde yaşatılıyor.

“Umuma, halka açık ders” anlamına gelen ders-i âm geleneği Süleymaniye Camii’nde hayat buldu. İstanbul Müftü Yardımcısı Abdurrahman Binbir tarafından öğle namazları öncesi cemaate yönelik olarak gerçekleştirilen derslere halkın ilgisi artarak sürüyor.

‘Ders-i âm’ tabiri aynı zamanda dersi veren müderrisin de ünvanı olarak kullanılıyor. Bu anlamda bir ‘Ders-i âm’ olan Abdurrahman Binbir, Cuma namazları öncesi dışında hafta içi her öğle namazı öncesi cemaatle ders yaptıklarını belirtiyor. 41 yıllık meslek hayatı olduğunu belirten Binbir, ‘Süleymaniye’de 6 yıldır halka açık dersler yapıyorum. Derslerde hadis ve tefsir ağırlıklı konular işliyorum. Derslerimizi soru ve cevap usulüne uygun olarak yapıyoruz. Bu işi Allah rızası için dert edindik. İnsanlarımıza bir şeyler öğretmeye ve faydalı olmaya çalışıyoruz. Faydalı olduğuna da inanıyorum. Derslerimizin sonunda cemaatimize kitaplar ve hadis kartelaları hediye ediyoruz” dedi.

‘Ders-i âm’ nedir?

Osmanlı döneminde medreselerde öğrencilere, camilerde halka açık ders verme yetkisine sahip müderris için kullanılan unvandır. “Umuma, halka açık ders” anlamına gelen ders-i âm tabirinin ilk olarak ne zaman ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte XVI. yüzyıla ait kaynaklarda buna rastlanmıştır. Bu tabirin halka açık dersler veren müderrisin unvanı olması ise XVII. yüzyılda gerçekleşmiştir.

Dersiâmlık görevi, genellikle İstanbul’da başta Fâtih olmak üzere Süleymaniye ve Beyazıt gibi büyük camilere nisbet edilerek dersiâmlar “Fâtih dersiâmlarından, Beyazıt dersiâmlarından” şeklinde anılmıştır. Dersiâmlar cami derslerini umumiyetle sabah namazı ile öğle namazı arasında verirler, halka açık olan bu derslere her kesimden birçok kimse katılırdı. 07.06.2018