23.05.2017

Kur'an'a Adanmış Hayatlar: ÂMÂ HAFIZLAR

Kaynak: Diyanet Aylık Dergi (2017 Mayıs Sayısı)

Haber: M.Emin GÜRDAMUR

 

               İnsanı insan yapan, onu diğer canlılardan ayıran biyolojik formasyonu değil, duygu, düşünce ve yönelişleridir. Ne yöne koştuğu, ne yöne baktığıdır. Bizlere emanet olarak verilen bedenlerin içinde, yaşamın her anını değerli kılacak yönelişlerle mesulüz. Nimetler ölçüsünde sorumluğumuz var. İnsanı diğer canlılardan ayıran, müstakil kılan bu sorumluluklar, dünya ve ahiret hayatımızın teşekkülünde de hayati öneme sahiptir.

               İrfan ehlinin dilinde billurlaşan ifadeyle, “İnsan neyi arıyorsa odur.” İnsanın birlikte yatıp kalktığı dertleri kendisinin aynasıdır. Bu sebepten ötürü aynada gördüğümüz suretten ziyade gayretlerimiz, adımlarımız, hayallerimiz bizim gerçek yüzümüzdür.

               Hayatını Kur’an’a adayan, Kur’an’ın öğrenilmesine, anlaşılmasına vakfedenler, sırması dökülmüş dünyaya ve onun aldatıcı cazibesine karşı anlamlı bir cevap vermiş olurlar. Kur’an hocaları ve talebeleri bu yüzden İslam tarihi boyunca el üstünde tutulmuş, ilgiye ve ihtirama mazhar olmuşlardır. Hele ki bu talebeler bedensel engellerine rağmen Kur’an’la sıkı bir bağ kurmuşlarsa.

               Türkiye’de engellilerin eğitim süreçleri çeşitli kamu ve sivil inisiyatifler marifetiyle her geçen gün biraz daha gelişiyor. Bu gelişmeler engelli bireylere yönelik din eğitimi hizmetlerinin önemini daha da belirgin hâle getiriyor. Âmâ hafızlar hem Osmanlı’da hem de Cumhuriyet döneminde ulu camilerde olsun, taşrada olsun kendi muhitlerinde adlarından sıkça söz ettirmiş, sedalarıyla gök kubbe altında unutulmaz izler bırakmışlardır.

               Allah’ın kelamıyla hafızlık ölçeğinde bir ünsiyet kurmak sağlıklı insanlar için bile büyük gayret gerektirirken, gözleri görmeyenlerin Kur’an’ı hıfzetmesi gerçekten takdire şayandır. Bu ay İstanbul Küçükçekmece Müftülüğüne bağlı faaliyet gösteren Halkalı Çamlıkaltı Kur’an Kursu’nu diğer kurslardan ayıran bir özelliğiyle Hademe-i Hayrat sayfamıza konuk ediyoruz. Çünkü bu kursun kapısı, görme engeli olup Kur’an öğrenmek isteyen öğrencilere, hatta hafızlık yapmak isteyenlere sonuna kadar açık. Bahçe düzenlenmesinden kapıda sizi karşılayan kabartmalı sarı şeritlere, yatak odalarının ve diğer yaşam alanlarının ergonomisine varıncaya kadar bir dizi düzenleme sırf görme engelliler için yapılmış. Lakin çok ince bir dikkat muhafaza edilerek görme engelliler diğer arkadaşlarından yalıtılmamış aksine onlarla birlikte eğitim görmeleri ve oynamaları amaçlanmış.

               Kurs yöneticilerinden Sinan Tunç Hoca, görme engellilere eğitim fikrinin kendilerine 2014 yılında Küçükçekmece Müftülüğü tarafından verildiğini, ilk olarak endişe duyduklarını, bu alanda herhangi bir deneyimlerinin olmadığı için çekindiklerini söylüyor. Ancak yönetim olarak yaptıkları istişare sonucu, bu zor mesuliyetin altından kalkmaları durumunda büyük bir hayra hizmet etmiş olacaklarını, hayatı boyunca Kur’an’la tanışma fırsatı bulamayacak gencecik dimağları Allah’ın kelamıyla buluşturabileceklerini, aksi hâlde belki de bundan mesul tutulacaklarını düşünmüşler.

               Sinan Tunç, “2014 yazında 38 görme engelli öğrencimizi Halkalı Çamlıkaltı Kur’an Kursu’nda dört hafta misafir ettik. Görme engellilerin dünyasını ilk o yaz keşfetme imkânı bulduk. Her gün öğleden sonra yaptığımız soru-cevaplı sohbetlerde bu inanılmaz çocukların inanılmaz dünyalarını keşfetmiş olduk. Müthiş sorular ve bakış açıları gözlemledik. Hayatımın belki de en doyumsuz tecrübesiydi o yaz.”

               Her öğrencinin zaman zaman depresyon yaşayabildiğini, muhtelif sebeplerle umutsuzluğa düşebildiğini belirten Tunç, bu noktada engelli öğrencilere sürekliliği olan bir bilinçle yaklaşılması gerektiğini kaydediyor. 2014 yılındaki yaz Kur’an kursunda edindikleri tecrübeyle sorumluluklarının da arttığını düşünen kurs yönetimi, görme engelli olup da Kur’an-ı Kerim’le uzun soluklu ünsiyet kurmak isteyen talebelere yönelik dev bir adım atmış: Görme engelli hafızlık birimi. İl ve ilçe müftülüklerinin motivasyonu ve destekleriyle hazırlanan birim diğer birimlerle iç içe ama doğal olarak fiziksel olarak daha farklı olmalıydı. Her öğrenciye bir masa, masaya monte edilmiş kitaplık ve bilgisayarlar hazırlandı. Özel sınıfların yanı sıra sesli kütüphane kuruldu. Dinî alanda kitap, materyal sıkıntısı yaşanmaması için Braille baskısı yapabilecek bir basım ve ciltleme birimi kuruldu.

               2014 yazından bu yana İstanbul Küçükçekmece Müftülüğü bünyesinde faaliyet gösteren Halkalı Çamlıkaltı Erkek Kur’an Kursu’nda, görme engelliler için açılan yatılı hafızlık kursu programlarında 60’tan fazla görme engelli öğrenciye Braille alfabesiyle Kur’an-ı Kerim ve din eğitimi verildi.

               Kur’an-ı Kerim’in kabartma metinler üzerinden rahatlıkla okunduğunu ve ezberlendiğini söyleyen Sinan Tunç, kursta din eğitiminin yanında engellilik, beyaz baston kullanımı gibi dersler verdiklerini belirtiyor. Engelli öğrenciler derslik haricindeki diğer alanlarda engelli olmayan öğrencilerle birlikte zaman geçiriyorlar.

               Kur’an kursunun yanı sıra imam hatip tahsiline devam edenlere yönelik verilen Arapça destek derslerinde de bir ayırım yapılmıyor. Yine kabartma yazılarla Arapça eğitimi veriliyor. Bu yüzden kursa başlayanlara her şeyden önce Braille alfabesi öğretiliyor. Öğrencilerin yatıp kalkma, yeme içme ve diğer tüm ihtiyaçlarını giderme noktasında uyum içinde davranabilmeleri için başlangıç eğitimi veriliyor. Hocaların denetiminde devam eden eğitim, ilerleyen zamanlarda görme engelli öğrencilerin birey olabilmesi, tek başına ayakta durabilmesi ve kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için kontrollü olarak gevşetiliyor. Ayrıca yazın açık alanda kışın kapalı spor salonunda spor yapmaları, golboy, bisiklet turu, doğa yürüyüşü gibi etkinlikler sayesinde fiziksel açıdan da zinde kalmaları sağlanıyor. Halkalı Çamlıkaltı Erkek Kur’an Kursu, gelecekte Türkiye’nin farklı bölgelerinde görme engelli çocukların din eğitimine katkı sağlayacak âmâ hafızlar yetiştirmeye devam ediyor.