29.07.2018

Hacı adayları bilgilendirme ve eğitim toplantısı

İstanbul Müftülüğü, kutsal topraklara giderek hac ibadetini eda etmek için gün sayan hacı adaylarına "uygulamalı eğitim" verdi.

Bahariye Mevlevihanesi'nde düzenlenen "Hacı Adayları Bilgilendirme ve Eğitim Toplantısı", Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Toplantıda, İstanbul'dan gidecek hacı adaylarına, hacda dikkat etmeleri gereken hususların yanı sıra ihramın nasıl bağlanacağı ve ihrama girildikten sonra nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda bilgiler verildi.

Görevliler, ihrama nasıl girildiğini uygulamalı gösterirken hacı adayları da ihram bağlamayı denedi.

- "Hacca bir niyetle yola çıkıyoruz"

İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz, haccın bir kast, niyet ve yöneliş olduğunu belirterek, haccı Kabe'nin sahibine yönelik bir yolculuk olarak anlattı.

Yılmaz, hacı adaylarının Kabe'nin sahibi Allah'la buluşmak, onun rahmetine sığınmak, güzel insanlarla beraber bu duyguyu paylaşmak üzere kutsal topraklara gittiklerini ifade etti.

Haccın bu bakımdan insan hayatında çok anlamlı ve çok değerli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Süresi kaç gün olursa olsun bu sürede sadece yoğunlaştığınız, konsantre olduğunuz bir duygu var, Rabb'imizin rızasına ermek. Elbette hac bir yolculuk ama bu yolculuk Suudi Arabistan'a bir yolculuktan ibaret değil. Haccın yolculuk boyutunda öncelikle kendi gönül dünyamıza bir yolculuk var. Çünkü kalp ile Kabe arasında hep bir irtibat kurulmuştur, bir alaka görülmüştür. O yüzden Allah Resulü bizlere numune olmak üzere gerçekleştirdiği tek haccı var, o da Veda Haccı. O Veda Haccı esnasında büyük bir coşkuyla, heyecanla tavaf ettiği Kabe-i Muazzama'nın etrafında gerçekten büyük bir heyecan yaşamıştır. Çünkü Allah Resulü'nün gönlünde, içinde doğup büyüdüğü 53 yaşına kadar yaşadığı Mekke-i Mükerreme terk edilip gidilecek bir yer değildir."

Müftü Yılmaz, Kabe'ye yolculuğun zaman tünelinde geçmişe, tarihe bir yolculuk olduğunu dile getirdi.

Haccın aynı zamanda ebediyet alemine, sonsuzluk iklimine, ölüm ve ötesine bir yolculuk olduğunun altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti:

"Çünkü kefeni andıran beyaz ihram libaslarıyla Kabe'de tavaf eden, Arafat'ta vakfe yapan insanlar aslında bir mahşer provası yapıyor. Öldükten sonra yeniden dirilmenin, Allah'ın huzurunda divana durmanın, hesap vermenin heyecanı ve coşkusuyla adeta öldükten sonra yeniden dirilmeyi yaşayacaklar. Dolayısıyla siz de hem geçmişe, ezeliyet alemine hem de ebediyet alemine bir yolculuğa çıkacaksınız. Zihniniz ve kalbiniz bunlara hazırlıklı olarak oraya gitmeye çalışmalısınız."

Hasan Kamil Yılmaz, kutsal topraklarda 2 milyonu aşkın insanla beraber tavaf edip sa'y yaparken, Arafat'ta vakfe yaparken o bulunuşun bir kardeşlik bulunuşu olduğunu vurgulayarak, Kabe'de tavaf esnasında dokunmanın veya hacı adaylarının birbirlerinin ayağına basmasının ya da omuzlarının çarpmasının bir darp değil, sevgi ve kardeşlik dokunuşu olduğunu düşünmeleri gerektiğini aktardı.

Yılmaz, ihram yasaklarının da akıl, öfke, nefis ve şehvet kontrolünü kazandırdığını dile getirdi.

Programda İstanbul Müftü Yardımcısı Ömer Erden de kısa bir konuşma yaptı. 29.07.2018