16.01.2018

İlçe Müftüleri Toplantısı Çekmeköy’de Yapıldı

İstanbul Müftülüğü’nce her ay gerçekleştirilen İlçe Müftüleri Toplantısı Çekmeköy’de yapıldı.

Çekmeköy Müftülüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, İstanbul Müftü Yardımcıları ve ilçe müftüleri katıldı.

Toplantıda konuşan İstanbul Müftüsü Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ürettikleri hizmetin 6 temel özelliği hakkında bilgi verdi. İstanbul Müftüsü Yılmaz, şunları söyledi:

“Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak, din hizmeti veren İstanbul Müftülüğü personeli olarak hiç şüphesiz toplumun din ve diyanet hizmetine katkı sunmaya çalışıyoruz. Üretmeye çalıştığımız hizmetimizin özellikleri var.

Sürdürülebilir bir din hizmeti en temel hedeflerindendir. Dokunup kaçan, söyleyip giden değil sürekli olarak hedef gözeten, planlı ve değişime açık bir din hizmeti üretmeye çalışıyoruz, üretmek zorundayız. Böyle olduğu zaman etkin bir hale gelebiliriz. Bunun da alt başlıkları olarak süreklilik, tekrar ve ısrar; hedefli-planlı olmak ki, bu planlar zaten DİB tarafından bizlere ulaştırılıyor ve biz de burada bir takım programlar yapıyoruz; son olarak da değişime açık bir hizmet sunmayı sayabiliriz.

İkinci olarak denetlenebilir, şeffaf bir hizmet sunmayı tercih ediyoruz. DİB’in bir devlet kurumu olarak en önemli özelliği de budur. Biz olabildiğince şeffafız. Zaten şeffaflığımız sebebiyle gündemdeyiz. Bizim gizli gündemimiz ya da ajandamız asla yok. Biz ne yapacaksak, hedeflerimiz internet sitemizde ve DİB’in yıllık planlarında ifade edilmiştir. Personel sayımız şeffaftır; kadrolu ve sözleşmeli personelimiz bellidir. Bütçemiz bellidir; sadece maaşlarımızı karşılayacak bir bütçemiz var. Hatta cami yapımı için de bir bütçemiz yok. Bir bütçemiz olmadan, cami problemini çözmeye çalışan bir kurum olmaya devam ediyoruz.

Üçüncüsü ölçülebilir bir hizmet üretme derdinde olmalıyız. Elimizdeki bir kova suyu çölün ortasına serpip, orada sebze meyve yetiştirmek mi mantıklı, yoksa o bir kova suyu damıtma yöntemiyle sürekli olarak kullanmak suretiyle çok daha fazla ürün elde edecek bir yatırım yapmak mı daha mantıklı? Bunun ölçülebilirliği, bugün sosyal bilimlerle mümkün hale gelmiştir. Camilerdeki din hizmetini, konferanslar, aile ve dini rehberlik vb. hizmetlerin belki anketlerle ya da sosyal bilimlerin ürettiği yeni malzemelerin kullanılmasıyla ölçülebilir konuma geldiğini biliyoruz. Dolayısıyla bu hizmetlerimizin ölçülebilmesinden yanayız.

Ulaşılabilir olmak, bizim din ve diyanet hizmetimizin en temel özelliğidir. Camideki imamımız, kürsüdeki vaizimiz, makamındaki müftümüz, Kur’an kursundaki hocamıza insanlar her vakit ulaşabilmelidir. Ben müftüyü, imamı, Kur’an kursu hocasını bulamadım gibi bir şey olmaz, olmamıştır, bundan sonra da olmaz inşallah. Bu bizim en büyük özelliğimizdir.

Beşinci olarak anlaşılabilir olmalıyız. Anlaşılabilir bir dil ve üslup geliştirmek de bizim din hizmetinde en önemli hususlarımızdan birisidir. Çünkü hakikaten nesiller arasında müthiş bir dil farkı meydana gelmeye başladı. Belki Türkçe’nin bir özelliği bu, kullandığımız dil elli sene sonra eskiyor. Elli yıl önce kullandığımız kelimeleri, bugün kullandığımızda anlaşılmakta zorlanılıyor. Tabi ki, eski kelimeleri terk etmeyeceğiz ama yeni kelimeleri kullanarak ortak bir dil kullanmak zorundayız.

Uzlaşılabilir bir din hizmeti sunmalıyız. Farklı STK’ların vb. yapıların talepleriyle çatışmadan uzlaşabilmeli, camilerimize hizmet etmek isteyen dernek ve vakıfların makul ölçüdeki talepleriyle uzlaşarak işbirliği yapabilmeliyiz. Diyanet, din hizmetinin çatı kuruluşudur. Bu çatının altında, belli temel kurallara uymak kayıt ve şartıyla, herkese yer vardır. Diyanet asıldır, diğerleri ferdir. Bunu kabul ettikleri zaman onlarla uzlaşmamız ve bizim hizmetlerimizden yararlanmaları elbette problem değildir.”

Toplantı gündem maddelerinin ele alınmasıyla devam etti.