Kadıköy Müftülüğü din gönülleri ile buluşma programı
İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Kadıköy Müftülüğü din gönülleri ile biraraya geldi.
Kadıköy Fenerbahçe Camii Konferans Salonu’nda düzenlenen programa İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, İstanbul Müftü Yardımcıları Bünyamin Kahraman ve Ömer Erden, Kadıköy Müftüsü Mehmet Yaman ile din gönülleri katıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda Kadıköy Müftüsü Mehmet Yaman bir selamlama konuşması yaptı.
Ecdadın sorumluluk duygusuyla din alanında çok önemli hizmetler yaptığını ve tarihi bir miras bıraktığını belirten İstanbul Müftüsü Yılmaz, “Bugün mihrapta, minberde, kürsüde, camide bu sorumluluğu taşıyan insanlar olarak bizden sonrakilerin alınlarının ak başlarının, dik olması için bu emaneti daha yüksek seviyede taşımamız gerekiyor” dedi.
Müslümanların düşmanlarının çok olduğuna dikkat çeken İstanbul Müftüsü Yılmaz, “Dünyamız aynı Asr-ı Saadet’te Efendimizin (SAV) gelmesinden önceki toplum gibi bir zorluklar dünyası. Sosyal olarak zorluk yaşıyoruz, ahlaki çöküntüler çok yüksek seviyede, her türlü şerrin kol gezdiği bir dönemde yaşıyoruz ve Müslümanların düşmanlarının çok olduğu bir ortamda bulunuyoruz. O bakımdan düşmanlarımıza karşı daha güçlü ve donanımlı olmalıyız. Hem kendi toplumumuzda hem başka toplumlarda alnımızın ak, başımızın dik olmasını sağlayacak bilgi, birikim, deneyim, kabiliyet, ekonomik ve sosyal güç gibi donanımlara ihtiyacımız var. Bütün bunların hepsi birlikte hareket etmeyi, beraber hareket etmeyi gerektiriyor. Kişilerin münferit olarak yapacakları elbette çok önemli. Ama bu münferit yapılan hizmetlerin aynı denize akması halinde daha yüksek seviyede bir okyanusa sahip olma şansımız olur. Münferit faaliyetler ancak kişinin kendisini ve çevresindekini kurtarabilir. Ama gerçekten güçlü bir teşkilat ve onun birlikte hareket etmiş olması çok daha önemli kazanımlar elde etmemize imkân sağlayabilir” diye konuştu.
Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mevcudiyetinin önemine vurgu yapan İstanbul Müftüsü Yılmaz, şöyle konuştu:
“Diyanet İşleri Başkanlığımız, Osmanlı’nın bıraktığı 600 yıllık Meşihat makamının üzerine 1924’te kurulan kurumsal yapısıyla, zor dönemlerde sıkıntılar yaşamış olmakla beraber dini mübini İslam’ın korunmasında ve yaşatılmasında, toplumsal dokumuzun muhafazasında çok önemli bir görev ifa etmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mevcudiyetinin ne kadar önemli ve anlamlı olduğunu geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız FETÖ olayı ve benzeri ayrışmalar sebebiyle çok fazla hissettik. Diyanet gibi bir kurum olmasaydı, belki çok daha farklı şeyler yaşayabilirdik. Afganistan’da, Pakistan’da olduğu gibi camiler ayrı bir cemaate dönüşüp birbirleriyle savaşan Taliban grupları, molla grupları gibi gruplar ortaya çıkabilirdi. Ama Diyanet’in toplumun bütün kılcal damarlarına ulaşan yapısı, bütün camilere ve dini hizmetlere uzanan gücü gerçekten bu tür bir negatif gelişmenin önüne geçmiş ve elhamdülillah çok iyi sonuçların alınmasına vesile olmuştur. Bizim kurumumuz bu devletin, bu milletin, bu halkın devamında çok önemli bir yere oturmaktadır. Bu toplumun çimentosu olan dini yönetiyoruz, dini hayata ait kardeşliği tesis etmeye çalışıyoruz. Sorumluluğumuz o bakımdan çok büyük, yaptığımız iş de çok önemli bir hizmet. O bakımdan kendinizi ve yaptığınız işi küçük görmeyin. Toplumda lider konumunda, onları yönlendiren, kanaat önderi pozisyonunda insanlarsınız.”