04.05.2017

İstanbul Müftüsü Yılmaz: İmam Hatipli’ler asla DAİŞ benzeri gruplara kapılmıyor

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, İmam Hatip okullarının şu anda en iyi din eğitimi modeli olduğunu belirterek, “İmam Hatip okulları ve İlahiyat fakültelerinin eğitiminden geçen insanların DAİŞ benzeri marjinal gruplara asla kapılmadığını, asla onların oyununa gelmediğini görmekten mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Din Öğretimi Genel Müdürlüğü ve Türkiye Maarif Vakfı’nca Maltepe’de düzenlenen “Balkanlar ve Bazı Avrupa Ülkelerinde İmam Hatip ve Dengi Program Uygulayan Okullar Eğitim Yöneticileri Çalışma Toplantısı”na katılan İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz, İmam Hatip okullarının eğitim anlayışı üzerine önemli açıklamalar yaptı. Balkanlar’dan gelen okul yöneticilerine hitaben “Türkiye’de Balkanlar’da siz varsanız huzurludur, mutludur ve güvendedir” diyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz; şunları söyledi:

“Biz Balkan kökenli hocalarımıza, özellikle 1950’den sonra Türkiye’de İslami hayatın dini bilgilenme sürecinin başlamasında gerçekleştirdikleri katkılardan dolayı minnettarız. Onlar adına sizlere teşekkür ediyoruz. Türkiye’de 1925 yılında yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat Kanunu’ndan sonra medreseler kapatıldı, dini eğitim sonlandırıldı. 25 yıl devam eden bu süreçte camilerimiz imamsız, köylerimiz hocasız kaldı. Hatta cenazelerimizi kaldıracak kimsenin bulunmadığı dönemleri yaşadık. Türkiye’de demokrasiye geçişle birlikte İmam Hatip okulları ve İlahiyat fakülteleri açılmaya başlandı. Ama bu müesseselerde hocalık yapacak insan bulmakta zorlandık. Osmanlı bakiyesi hocalarımızın sayıları yetmeyince, en büyük desteği Balkanlar’dan gelen hocalarımızdan gördük. Ankara İlahiyat’ta Muhammed Tayyip Okiç, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nde Ahmet Davutoğlu, Ali Yakup Cenkçiler aklıma gelen üstadlarımızdır. Onlar olmasaydı bugün Türkiye’de İlahiyat, İmam Hatip ve Diyanet camiasındaki bu dini birikime sahip olamayacaktık. Dolayısıyla o gün sizin yetiştirdiğiniz üstadlarınız bizim elimizden tuttu, bugün bizler de eğer imkân ve ihtiyaç varsa sizlerle beraber yürümek ve çalışmak adına her zaman hizmete hazırız.”

İmam Hatip okullarının dünyanın pek çok yerinde model alındığını belirten Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz; “Türkiye’deki İmam Hatip okulları örneği, çağımızda din adamı ve hizmet insanı yetiştirmek adına mevcutların en kapasiteli ve uygun olanı olarak bize görünüyor. 1950’de kurulmuş olan İmam Hatip okullarının Türkiye’de dini ve sosyal alanlarda gerçekleştirmiş oldukları başarı; hem dünyevi ilimleri, hem de İslami ilimleri birlikte tahsil ediyor olmaları bugün toplumumuzun ihtiyaç duyduğu alanlarda daha faydalı olmaları sonucunu doğurdu. Yeterli mi? Elbette değil. Biz İmam Hatip okullarının hedeflenen İslam alimlerinin yetişmesi için yeterli olmadığına inanıyoruz. Ama şu anda mevcudun en iyisi. Hamdolsun Balkanlar’da olduğu gibi Ortaasya’da, Pakistan’da ve Afrika ülkelerinde İmam Hatip okulları modeli üzerinden yürüyerek yeni okullar açılmak suretiyle yeni bir din adamı algısı uyandırılmaya ve yetiştirilmeye çalışılıyor.” dedi.  

İmam Hatip okulları mezunlarının asla DAİŞ benzeri marjinal grupların oyununa gelmediğini belirten Prof. Dr. Yılmaz, “Sadece Ulum-u İslamiye okumuş, bugünkü modern ilimlerden, sosyal bilimlerden haberi olmayan, hiç felsefe okumamış insanların İslam’ın temel değerlerine, Kitap ve sünnete bakışı İmam Hatip mezunları kadar bütüncül ve usule dayalı olmuyor. Oralardan bakıyorsunuz DAİŞ benzeri, ifrat içinde, marjinal gruplar çıkabiliyor. Ama Elhamdülillah, Türkiye’de İmam Hatip okulları ve İlahiyat fakültelerinin eğitiminden geçen insanların bu tür marjinal gruplara asla kapılmadığını, onların asla oyununa gelmediğini görmüş olmaktan mutluluk duyuyoruz. Türkiye’de belki o gruplara katılanlar var. Bunlar merdiven altında ya da başka yerlerde eğitim almış veya hiç eğitim almamış insanlardan oluşuyor. Demek ki, iyi manada eğitim verildiği, din iyi öğretildiği, dünyevi ilimler verildiği zaman insanlar daha iyi şeyler düşünüyor. Ülkemiz için, dünyanın geleceği için daha iyi fikirler üretiyor.” diye konuştu.  

Son yıllarda gündeme gelen Selefi Müslümanlık anlayışının Balkanlar’da barınmasının mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz; “Balkanlar’daki İslami algı; Osmanlı ve İstanbul’la çok bütünleşen bir algıya sahip. Suudi Arabistan ve benzeri ülkelerden selefilik algısıyla gelen insanlar, Balkanlar’daki geleneksel anlayışla çatışıyor. Bizim geleneksel olarak çok anlamlı bulduğumuz pek çok şeyi bid’at, her bid’at’ı delalet ve sapıklık olarak değerlendiren bir algı Balkanlar’da gerçekten çatışma ortamlarını tetikledi. Türkiye’den Balkanlar’a giden ya da Balkanlar’dan Türkiye’ye gelen İslami algı arasında birbirine çok benzeyen şeyler var. O yüzden ben İmam Hatip okullarının Balkanlar’da, Ortaasya’da yaptığı ve yapacağı hizmetlerin bu manada gönüllerin ve fikirlerin birleştirilmesi anlamında çok önemli olduğuna inanıyorum.” diyerek sözlerini noktaladı.