14.02.2017

İlçe Müftüleri Toplantısı Bayrampaşa İlçesinde Yapıldı

İlçe Müftüleri aylık mutad toplantısı Bayrampaşa Müftülüğü’nün ev sahipliğinde 14.02.2017 tarihide yapıldı. İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ başkanlığında, İl Müftü Yardımcıları, İlçe Müftülerinin katıldığı toplantı Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra Bayrampaşa Müftüsü İzzet ŞENER bir selamlama konuşması yaptı. Bayrampaşa Kaymakamı Osman Aslan CANBABA ise yaptığı konuşmada “camilerin hayatın merkezinde olması sadedinde camilerin bünyesinde bulunan mekânların da kültür merkezi, kütüphane, gençlik merkezi gibi amaçlarla planlanması” gerektiğini söyledi.

Asr-ı saadette mescid hem mektepti, hem şura meclisi, hem hastane, hem kışla, hem diplomasi merkezi idi

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ ise yaptığı konuşmada, toplantının hayırlara vesile olması dileklerini iletti ve Bayrampaşa Kaymakamının konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konu ile ilgili yürüttüğü çalışma hakkında bilgi verdi. YILMAZ konuşmasında şunları söyledi: “Yaklaşık 6 aydan beri Diyanet İşleri Başkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ortaklaşa çalışması neticelendi ve bir protokol imzalandı. Bu protokolde iki önemli adım var. Birincisi camilerin yerlerinin tespiti konusunda İl ve İlçe Müftülüklerinin etkinliğinin artırılması için yasadaki boşluğun giderilmesi. Bu önemli bir adım. İkincisi ise cami standartlarının belirlenmesidir. Bu hususta yedi cami türü belirlendi ve bu cami türlerinin her birinde bulunması gereken mekânları standardize etmek üzere karar alındı. Yani bir mahalle mescidinde, semt camisinde, çarşı camisinde veya bir meydan camisinde hangi üniteler olmalı? Bunlar karara bağlandı.

Yaşadığımız çağ, insanları yatay ilişkiler yerine dikey alana mahkûm etmiş durumda. Apartman hayatına mahkûm olan insanların nefes alabilecekleri, eş ve çocukları ile gidebilecekleri alanlar azaldı. İşte bu maksatla camilerin de böyle bir ihtiyaca cevap verebilecek noktaya gelmesi adına, kadınlara, çocuklara, gençlere hitap eden bölümler amaçlanmaktadır. Böylece insanımız camide her türlü ihtiyacını görebileceği ortamı bulsun ve camiye koşarak gelsin ve çocukları ile birlikte bu sosyal imkânlardan kolayca yararlanabilsin diye düşünülüyor.

Malumunuz Mescid-i Nebî örneğinden yola çıktığımız vakit asr-ı saadette mescid hem mektepti, hem şura meclisi idi, hem hastane idi, hem kışla idi, hem diplomasi merkezi idi. Bir süre mescidler hayatın merkezinden uzaklaştı. Hele hele cumhuriyetten sonra tamamen mabed haline geldi. Son yıllarda camilerin yanına eğitim merkezi, Kur’an Kursu eklendi ama yetmiyor, camilerin hayatın her türlü ihtiyacına cevap verecek müesseseler haline gelmesi gerekiyor. Taziye hizmetlerinden, diğer alanlara kadar her şeyin bulunması gerekiyor. Sosyal problemlerin çözülebileceği ortamlar olması gerekiyor. Bunları hesaba katan ve bunları esas alan çalışmalar elhamdülillah başladı. Önümüzdeki günlerde yasal süreçler bittikten sonra bunlar hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkililerine hem de Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerine ulaşacak. Bundan sonra biz de hem sorumlu hem de yetkili olacağız. Eskiden hazır, bitmiş camiler getirilip bizlere teslim ediliyordu. Şimdi bir cami yapılmak istendiğinde önce buraya cami ihtiyacı söz konusu mu ona bakılacak, nasıl bir cami yapılması gerekiyor konuşulacak, hangi vasıflarda olması gerektiği üzerinde de standartlar belirlenecek.

Toplumda dezavantajlı olarak tarif edilen gruplara yönelik hizmetlerimizi artırmak durumundayız

Bir diğer husus toplumda dezavantajlı olarak tarif edilen gruplara yönelik hizmetlerimizi artırmak durumundayız. Dikkat ederseniz sosyal ve kültürel içerikli daire başkanlığı çoğunlukla bu alana münhasırdır. Nitekim ileriye dönük İstanbul’un bir MR’ını çekmek üzere sizinle bir liste paylaşacağız. Yapılacak çalışmalar sonunda İstanbul’un bir dini hayat kitabını çıkaracağız. İmkânlarımız ölçüsünde İstanbul’un ihtiyaçları nelerdir, potansiyelimiz nedir, problemlerimiz nelerdir? Beş yıl sonra buraya bir müftü geldiği zaman o haritaya bakarak yol haritasını belirlemesi daha kolay olacak. Önümüzü görmemiz açısından bu çalışma ve tespitler çok önemli bir fonksiyon icra edecektir.”

Toplantının devamında TDV adına TDV Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman ÇETİN bir sunum yaptı. Sunumun ardından konuşan İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ ise şunları söyledi:

Bu toplantıyı önemsiyorum çünkü burada konuşacaklarımız ortak aklın ortaya çıkmasına, daha isabetli kararlar verilmesine vesile olacaktır.

“Muhterem Mesai Arkadaşlarım, Kıymetli Hocalarım;

Aylık yapageldiğiniz ve bundan sonra da yapacağımız ilçe müftüleri toplantısının çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir arada bulunmanın, aynı mekânı paylaşmanın, fikirlerden istifade etmenin ve duygu birlikteliği oluşturmanın en güzel yollarından birisi budur. Kaldı ki biz aynı safta durmayı, cemaat olmayı inancının vecibesi sayan bir dinin mensuplarıyız. “Allah’ın eli, gücü-kudreti, emanı, himayesi cemaatledir” diye bir anlayışın mensuplarıyız. Bu toplantıyı önemsiyorum çünkü burada konuşacaklarımız ortak aklın ortaya çıkmasına, daha isabetli kararlar verilmesine vesile olacaktır. Burası her ay özlemle arzu ettiğimiz, arkadaşlarımızın değerli fikirlerinden istifade ettiğimiz vesile-i hasenedir inşaallah. Cenab-ı Hak hayırlara vesile kılsın. Biz ümmet olarak da bu birlikteliği bir kardeşlik havası içinde algılamışız. Bizim kitab-ı kerimimizdeki ayetlere ve peygamberimizin hadislerine baktığımız zaman bizim yüce Peygamberimiz baba, eşleri anne, ümmet de o anne-babanın çocukları gibi yorumlanmıştır. Peygamberimiz “ben sizin babanız makamındayım” buyurur. Ayet-i kerime de ise “Peygamberin eşleri sizin annelerinizdir.” buyurulmuştur. Ümmet olarak da o anne-babanın çocukları olduğumuzu, kardeşler olduğumuzu bu ayet ve hadisler adeta ifade etmektedirler. Bu birlikteliğin bu anlamda ayrı bir yeri olduğunu görmek gerekiyor. Onun için biz önce ümmet olarak, sonra bir camianın mensupları olarak, üst kimliğimiz Müslümanlığımız ve imanımız, alt kimliğimiz mensubiyetimiz, diyanet teşkilatımız/camiamız olmak üzere, burada aynı heyecanı paylaşan, aynı gaye etrafında buluşan insanlarız. Aynı hedefe birlikte yürüyoruz. O yüzden hepimiz, birbirimiz için değerliyiz. Öyle olmak durumundayız. Ben şahsen tüm kardeşlerimi bu hizmetin olmazsa olmazı ve bir parçası olarak görüyorum. Çünkü gayemiz bir. Allah’a kullukta, kitaba hizmette, ümmetin ferdi olarak dünyayı ahirete vesile kılan algıda buluşmuşuz. Hedefimiz Allah’ın rızasına ermek ve sayılı nefeslerimizi, O’nun bize emrettiği istikamette tamamlamaktır. Bizim dinimizde “ateş düştüğü yeri yakar” “her koyun kendi bacağından asılır” gibi anlayış makbul değildir. Evet ateş düştüğü yeri yakar ama bizde de aynı acıyı ve duyguyu meydana getirir. Bu duygudaşlığı yüce dinimiz bize emrediyor, bunu bekliyor. Dolayısıyla biz de İstanbul Müftülüğü, İlçe Müftülüklerimiz bu duygudaşlığı oluşturmak gayreti içinde olacağız.

Hepimizin birbirimizin değerinin farkında olması ve değerli olduğunu kabul etmesi ölçüsü çok önemlidir.

İlçe müftülüklerimiz ile ortak çalışmalar yapıyoruz. Burada en zeki, en güçlü, en akıllı, en iyi iletişim kuran, en takvalı, en idareci, en bilgili değil, iyi takım çalışması içine girendir. Yani başkaları ile iletişim kuran, onları işin içine katan, onların da desteğini almaya çalışandır. İlçe müftüsü olduğumuz zaman da, il müftüsü olduğumuz zaman da bu böyledir. Herkesin bir anlam ve değer olduğunu, onlarla bizim bir anlam ve değer ifade ettiğimizi hissetmekle bunun mümkün olabileceğine inanıyoruz. Takım çalışması gerçekten çok önemli. Hepimizin birbirimizin değerinin farkında olması ve değerli olduğunu kabul etmesi ölçüsü çok önemlidir. İnsanlar değer gördükleri kadar değer verirler ve değer verdikleri kadar da değer görürler.

Önemli olan görevleri ve sorumluluğu paylaşarak dağıtmaktır.  

Yöneticilerin en büyük problemlerinden birisi de çok yük alma ve yükü dağıtamama meselesidir. Her işin bir kişide bitiyor olması ve işin paylaşılamaması bence çok önemli bir eksiklik ve kusurdur. Önemli olan görevleri ve sorumluluğu paylaşarak dağıtmaktır. İnşallah bunu yapmaya çalışacağız. Bizim beraber ve müşterek çalışmalara önem vermemize dair, pek çok ilahi ve nebevî umdelerimiz var. Bize karşımızdakini kendi yerine koymak mesajını veren, empatiyi öğreten hadis-i şerif, bu işlerin en kolay ve en rahat ilerlemesini sağlayan mesajdır. Ülfet eden ve ülfet edilen olabilmek, kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyi başkasına yapmamak bütün mesele buradadır. Bizim irfan geleneğimizde anlatılır: Büyükler küçükler gelince onlara “sizin günahınız bizden az, siz daha değerlisiniz” derlermiş. Küçükler de büyüklere “sizin ibadetiniz bizden fazla siz daha değerlisiniz” derlermiş. Herkes karşısındakine daha değerli olarak baktığı zaman problem çözülür. “Ben ondan yaşlıyım, daha tecrübeliyim” diye düşünmeye başladığımız zaman arıza başlıyor demektir. Onun için bunu önemsememiz gerekmektedir. Dolayısıyla bu birlikteliğimizin, yolculuğumuzun hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum. İstanbulumuza, milletimize, yüce dinimize hayırlı hizmetler yapabilmeyi Rabbim hepimize nasip etsin.”

Toplantının devamında ise İl Müftü Yardımcıları Veysel IŞILDAR, Muteber Gülsefa UYGUR, Ömer ERDEN ve Caner AKDEMİR sorumlu oldukları alanlarla ilgili sunumlarını gerçekleştirdiler.