09.02.2017

İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu ve Kültür Ateşesi, İstanbul Müftüsü Yılmaz’ı Makamında Ziyaret Etti

İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Bahtiyar Esedzâde ve Kültür Ateşesi Aldolreza Rashed 9 Şubat 2017 tarihinde, İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ’ı makamında ziyaret etti ve yeni görevleri dolayısıyla hayırlı olsun dileklerini iletti.

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ, ziyaretten dolayı İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Bahtiyar Esedzâde ve Kültür Ateşesi Aldolreza Rashed’e teşekkür etti. YILMAZ, İran İslam Cumhuriyeti Konsolosluğunun Babıâli’de olmasının İran ile dostluğun bir nişanesi olduğunu ifade etti. İl Müftüsü YILMAZ konuşmasını şöyle sürdürdü: “İçinde bulunduğumuz bina Osmanlı Döneminde meşihat makamı olarak hizmet vermiştir. Bu görevi halen İstanbul Müftülüğü olarak devam ettiriyoruz. Gerek bu bina, gerek İstanbul bizler için paha biçilemez kıymete haizdir.”

Daha sonra söz alan İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Bahtiyar Esedzâde yeni görevleri dolayısıyla İl Müftüsü YILMAZ’ı tebrik etti. Esedzâde, İstanbul Müftülüğü ile alakalı açıklayıcı bilgilerinden dolayı İl Müftüsü YILMAZ’a teşekkür etti. Esedzâde, konuşmasına şöyle devam etti: “İstanbul Müftülüğü görevine getirilmeniz İstanbul ve Türkiye için çok önemli olduğu kadar Hükümetinizin İstanbul’a ne kadar önem verdiğinin kanıtıdır. İstanbul, İslam’ın zafer kalesi ve halen gönlümüzde hilafetin merkezidir. İran’da İstanbul konuşulunca aklımıza din ve hilafet gelir. İstanbul çok farklı etnik ve dini grupları bünyesinde barındırıyor. Bizler iki kardeş Müslüman devletiz. Devletlerimiz arasında dostane ilişkiler var. Bu dostluğa zarar vermek isteyenler olmuşsa da başarılı devlet adamlarımız buna müsaade etmemişlerdir.”

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ ise ikili ilişkilerimizin samimi ortamda olmasının kendileri için de çok önemli olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “İran Türkiye ilişkileri iki yönüyle önemli: Biri İran’ın Caferiliği; Ülkemizde Caferi mezhebine mensup kardeşlerimizin varlığı; diğeri ise İran’da Azeri kardeşlerimizin varlığı. Bu iki durum İran’ı bize, bizi size din bağı ve kan bağı ile bağlıyor. Osmanlı’da Farsça dil eğitimi çok önemliydi. Edebiyat dili olarak kullanılırdı ve teşvik edilirdi. Osmanlı’da Farsça’ya ilgi Mevlana ile başlar ve katkısı büyüktür.”

Başarı ve tebrik dileklerini yenileyen İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Esedzâde ve Kültür Ateşesi Aldolreza Rashed ziyaretin ardından İl Müftülüğünden ayrıldı.