09.01.2018

Kağıthane'de "Cami-Gençlik Buluşması"

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Cami-Gençlik Buluşması'na bazen çocukların anne-babalarını, bazen de anne-babaların çocuklarını getirdiğini belirtirken, "Çocukların zorla getirilmesini istemeyiz, tamamen kendi arzu ve isteği ile olması gereken bir şey. O zaman anlam ifade ediyor. Arzusuz ve isteksiz geldiğinde namaz kılmaz, kılsa namazı namaza benzemez. Onun için başta buna biz karşı çıkarız. Biz sadece programı duyuruyoruz." dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nca başlatılan Cami-Gençlik Buluşması etkinlikleri kapsamında, Kağıthane'deki Aydınlar Camisi'nde sabah namazı kılındı. Kadın-erkek, yaşlı-genç-çocuk yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı etkinliğe, çoğu çocuk ve genç, anne ve babalarıyla geldi. İstanbul Müftüsü Yılmaz'ın yanı sıra Kağıthane Kaymakamı Hasan Göç, Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, İstanbul Müftü Yardımcısı Muteber Gülsefa Uygur ve Kağıthane Müftüsü Mevlüt Haliloğlu programa katıldı.  Programa ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı Sevgi Evleri’nde kalan çocuklar da katıldı. Kalabalık dolayısıyla cami içinde yer bulamayan vatandaşlar bahçede namaz kıldı. Müftü Yılmaz, namaz sonrası cemaatle sohbet etti.

Namazın ardından cemaat birbirleri ile kucaklaşırken, etkinlik sonunda cami bahçesindeki vatandaşlara çorba ikramında bulunuldu.

Müftü Yılmaz, buluşmalar kapsamında her pazar bir ilçenin merkezi camisinde daha çok gençleri hedefleyerek vatandaşlarla buluştuklarını bildirdi. Yılmaz, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın gençlere yönelik başlattığı “Camii Gençlik Buluşması” çalışmaları kapsamında İstanbul Müftülüğü olarak özellikle gençlerimizle beraber olmaya, bu gibi programlara gençlerimizin katılımlarına önem veriyoruz. Biz gençlerimizi önemsiyoruz. Çünkü gençlerimiz bizim geleceğimizdir, geleceğimizin teminatıdır ve onlar insan hayatının en değerli dönemi olan, en verimli zamanı olan, en üretken dönemi olan zamanı yaşıyorlar. Onların hayata olan bakışları, onların geçmiş nesillerle, önlerindeki insanlarla buluşmaları ve onlara tutunmaları hiç şüphesiz bu milletin, bu ülkenin geleceği açısından son derece önemlidir.” dedi.

Yılmaz, "Din ve ahlak işi müeyyidesi olmayan bir iştir. Ancak gönüllülük esasıyla yürür bu işler. Davet ederseniz gelir ya da gelmez insanlar, elhamdülillah ama geliyorlar. Cami deyince, sabah namazı deyince geliyorlar. Burada birlikte ibadet etmek, omuzların birbirine değmesi, kalplerinin birlikte atması insanları heyecanlandırıyor." diye konuştu.

Her hafta ilginin daha da arttığını dile getiren Yılmaz, buluşmaların çocukların şahsiyetlerinde ya da kişiliklerinde aidiyet duygusu oluşturmasını önemsediklerini söyledi.

"Biz cami merkezli bir medeniyetin mensuplarıyız." diyen Yılmaz, İslam medeniyetinin düşüncesini, anlayışını ve dünya algısını camide tesis ettiğini, şehirlerin de cami etrafında oluşturulduğunu vurguladı.

Buluşmalarda çocukların camilere zorla getirilmediğini, böylesi bir duruma öncelikle kendilerinin karşı olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:

"Çocukların zorla getirilmesini istemeyiz, tamamen kendi arzu ve isteği ile olması gereken bir şey. O zaman anlam ifade ediyor. Arzusuz ve isteksiz geldiğinde namaz kılmaz, kılsa namazı namaza benzemez. Onun için başta buna biz karşı çıkarız. Biz sadece programı duyuruyoruz. Bizim görevimiz, Kur'an'da Allah'ın Peygamberine söylediği gibi 'Senin görevin sadece duyurmak ve hatırlatmaktır.' Biz de Allah'ın Peygamberine söylediği bu sözü sadece 'Burada namaz kılınacak, bekliyoruz.' diye duyuruyoruz. İnsanlar arzularıyla geliyorlar ya da gelmiyorlar."

"Çocuklar anne ve babalarını yetiştiriyorlar"

Yılmaz, Kağıthane'nin nüfusunun 440 bin olduğunu, etkinliğe 3 bin kişinin geldiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Zorla gelseler bizim buraya 100 bin kişi doldurmamız lazım ki böyle bir şey yok. İnsanlar kendi arzularıyla geliyorlar ve sonuna kadar bekliyorlar. Arzularıyla gelmeseler namaz bittiğinde çıkar giderler, gitmiyor bekliyorlar. Sonunda kucaklaşıyor-kaynaşıyorlar. Din hizmeti gönüllülük esasıyla olur. Din aşktır, heyecandır, coşkudur. Aşkı, heyecanı ve coşkusu olmayan din ve dini hayatın asla anlamı yoktur. Bu konuda çocuklar daha heyecanlı, daha iyi kavrıyorlar, olayları daha iyi okuyorlar. Yaşları gereği de daha hareketliler ve canlılar. Burada da kendi arkadaşlarının bulunduğunu bildikleri için paylaşımcı bir ortam olacağını düşünerek severek buraya geliyorlar. Ailelerini de getiriyorlar. Biz tersini düşünüyorduk. Anne-babalar çocuklarını yetiştirsin ama elhamdülillah çocuklar anne ve babalarını yetiştiriyorlar. Bu da son derece mutluluk verici bir hadise."

Kağıthane'de oturan ve çocuğuyla sabah namazına gelen Murat Uslu da etkinliği ilk kez duyduğunu, oğluyla birlikte vakit namazlarına da fırsat buldukça gittiklerini ifade etti. Uslu, kimi zaman 'Hadi baba camiye gidiyoruz.' diyerek oğlunun kendisini teşvik edip camiye getirdiğini kaydetti.

Oğlu Şahin Uslu ise "Babam beni sabah namazına kaldırıyor, sonra gidiyoruz. Babam evde olursa akşam namazına da gidiyoruz. Bugün sabah namazına arkadaşlarım da geldi. Sabah abdest aldım, camiye geldim sonrasında da namaz kıldık. Çok güzel bir duygu." ifadelerini kullandı.

Edip Karataş da oğluyla geldiğini anlatırken, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Etkinliği daha önce de duymuştuk. Gayet güzel bir etkinlik. Biz de çocukları aldık geldik. Çocuklarım kendileri istedi. 'Biz sabah namazına gideceğiz.' dediler. Bizim camimizde mahallede de cami vardı fakat buradaki etkinliği duyunca onlar beni çağırdı, beraber geldik. Çocuklarımla aynı safta durmak çok güzel bir duygu hatta bu kalabalığı görünce tüylerim ürperdi. 'Elhamdülillah, gençlik güzel bir yerde.' dedim."

13 yaşındaki 7. sınıf öğrencisi Yusuf İslam Çetinkaya ise akşamdan alarmı kurduğunu, sabah yataktan çıktıktan sonra abdest alıp giyindiğini, ardından da babasını kaldırarak camiye geldiklerini anlattı.