18.03.2017

Şehitlerimiz Sabah Namazında Anıldı

İstanbul Müftülüğü tarafından “18 Mart Şehitler Günü” dolayısıyla 18.03.2017 tarihinde Fatih Camiinde sabah namazından sonra tesbihat programı düzenlendi.

Sabah namazından sonra başlayan program Fatih Müftülüğü ilahi korosunca okunan tesbihat ile başladı. Daha sonra İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ günün anlam ve önemine dair kısa bir konuşma yaptı. YILMAZ, tarihimizde yaşanan üç önemli dönüm noktasından bahsettiği konuşmasında şunları söyledi:

“Tarihimizde üç önemli dönüm noktası var: Bedir, Malazgirt ve Çanakkale”

“Tarihimizde üç önemli dönüm noktası vardır. Bunlardan birisi Bedir Savaşıdır. Bedir, Allah Rasülünün Kureyş müşrikleri karşısında ilk defa savaş sahnesine çıkıp, ölüm kalım mücadelesi verdiği ve Allah Rasülünün savaş başlamadan önce, ellerini semaya kaldırıp “Ya Rabbi vadettiğin zaferi ihsan eyle. Bizi muzaffer eyle. Eğer bu bir avuç askerim helak olacaksa, yeryüzünde sana kulluk edecek, sana ibadet edecek kimse kalmayacak ya Rabbi!” diyerek, omuzunda ridası uçacak kadar, coşkuyla, aşkla Cenab-ı Hakka dua ettiği ve sonuçta 300 küsür kişilik bir ordunun, 900 küsür kişilik müşrik ordusunu darmadağın ettiği ve Medine İslam devletinin ve İslam ümmetinin dönüm noktası olan tarihtir. İkincisi Malazgirt’te Alparslan komutasındaki İslam ordularının içlerinde, Orta Asya’dan gelen Türk askerlerinin ve civardan katılan Müslümanların kurduğu 30 bin kişilik orduyla 100 bin kişilik Bizans askerine karşı, Anadolu kapılarını zorladığı ve yeni bir fütühatın başarılara imza attığı ve Alparslan’ın kefeni andıran bembeyaz ridası ile askerlerin önüne düşerek, Anadolu kapılarını İslam’a açtığı o muhteşem savaş ve zaferdir. Kendisinin üç katından fazla bir orduya sahip olan Bizans İmparatoru Romen Diyojen’i perişan ettiği ve savaşa çıkarken de üzerindeki beyaz rida ve elbise benim kefenim olsun diyerek çıktığı ve Anadolu toprağını İslam’a açtığı ve ondan sonra da bizlerin Anadolu’ya, Balkanlara, Avrupa’ya doğru yeni bir tarih yazdığımız dönüm noktasıdır.

“Çanakkale hem savaş tarihi bakımından, hem de insanlık tarihi bakımından çok önemli bir zaferdir.”

Üçüncü dönüm noktası ise Malazgirt’ten sonra Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devletinin kuruluşu ile birlikte Osmanlıların Çanakkale üzerinden Gelibolu’ya çıktıkları ve oradan Süleyman Paşa komutasındaki ordularla ilk defa Balkanları fethe başladıkları o yerde 500 yıl Balkanlarda, Avrupa’da huzur ve sükûnu sağladıktan sonra Haçlı zihniyetinin hortlayarak bizi Avrupa’ya ulaştığımız, Balkanlara taşındığımız o Çanakkale topraklarından geri püskürtüp geldiğimiz yere göndermek üzere 7 düvelin 100 binlerce Avrupalının ve onların Uzakdoğu ülkerinden getirdiği insanlarla üzerimize saldırdıkları bir savaştır. Gerçekten bizim açımızdan Çanakkale, İslam bakımından, Türkiye bakımından, Osmanlı bakımından bir dönüm noktasıdır. Eğer Çanakkale düşseydi, İstanbul kalmayacaktı. Anadolu kalmayacaktı ve bizi Orta Asya’ya geldiğimiz yere püskürteceklerdi. Onun için orada, o günün şartlarında mermisi kalmamış, mühimmatı bitmiş ama göğsünde iman kal’a gibi bulunan ecdadımız bir destan yazdı. Akif’in Çanakkale Destanı’nda anlattığı gibi bir destan yazdı. Ve “Çanakkale Geçilmez” diyerek insanlık âlemine bir ders verdi ecdadımız. Çünkü Çanakkale hem savaş tarihi bakımından hem insanlık tarihi bakımından çok önemli bir zaferdir. Mühimmatı kalmamış askerimiz, bu toprakları asla ve asla düşman çizmesine çiğnetmemek üzerine bütün varlığını ortaya koymuş ama savaştan sonra esir aldığı düşman askerini eliyle pansuman ederek, ağzına su vererek, yiyeceğini paylaşarak savaş ahlakını dünyaya öğrettiği ve anlattığı bir gündür. Orada savaşan ecdadımız Kur’an gibi, vatan gibi, bayrak gibi, iman gibi değerler için savaşıyordu. O imanlı askerlerimiz de insanlığa bir ders veriyordu. O yüzden bizim için Çanakkale çok mühim. Çanakkale’yi o yüzden her yıl ayrı bir coşku ile kutluyoruz. Oradaki 250 bin vatan evladının şehit olarak bu ülkeyi bu vatanı hediye etmiş olması Elhamdülillah bizim için iftihar vesilesidir.  Bu vesile ile Çanakkale şehitlerimiz başta olmak üzere, 15 Temmuz’da şehit olan tüm kardeşlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.”

Programın devamında Abdullah YILMAZ, İhsan KACIR, Rahmi AYDIN,  Şaban CALAYOĞLU ve Ahmet YILMAZ’dan oluşan Fatih Müftülüğü İlahi korosu ilahilerini seslendirdi. Bünyamin TOPÇUOĞLU, Esat ŞAHİN, Galip USTA, Recep YASAN, Necdet ERGİN ve Numan DUYGU’dan oluşan İmam-Hatip ve Müezzin Kayyımlar tarafından Yasin-i Şerif tilaveti gerçekleştirildi.

Programın kapanış duası ise Fatih İlçe Müftüsü İrfan ÜSTÜNDAĞ tarafından yapıldı.